Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Yeniden Bitkilendirme Nedir? Neden ve Nasıl Yapılır? Teknikleri Nelerdir?

0 137

Her geçen gün daha fazla kullanılan bir terim olan yeniden bitkilendirme (revejetasyon), genel olarak bozulmuş arazi topraklarının yeniden ağaçla, bitki örtüsüyle inşa edilmesini ifade eden bir şemsiye terimdir. Bu makale, okuyucuya yeniden bitkilendirmenin getirdiği faydaları, teknikleri,  çabaların başarılı, verimli ve sürdürülebilir olmasını sağlamaya yardımcı olacak bazı temel stratejileri tanıtmayı amaçlamaktadır.

Yeniden Bitkilendirme Nedir? Neden ve Nasıl Yapılır? Teknikleri Nelerdir?

Yeniden Bitkilendirme Nedir?

Sulamanın ilk kez M.Ö. 3100’de kullanıldığı gerçeği göz önüne alındığında, çoğu insan yeniden bitkilendirmenin tohum ve gübre içeren basit bir iş olduğuna inanırken, aslında daha karmaşıktır. Yeniden bitkilendirme, doğal bitki örtüsünden arınmış alanlarda yerli ağaçların, çalıların, yer örtücülerin ve çimlerin yeniden tesis edilmesi sürecidir. Daha önceki arazi kullanımının yerli bitkileri tamamen ortadan kaldırdığı veya toprağı aşırı derecede bozarak doğal bitki büyümesini engellediği durumlarda yeniden bitkilendirme tercih edilir. Yeniden bitkilendirmenin başarılı olmasını sağlamak için uygun planlama, hazırlık ve izlemenin yapılması çok önemlidir. Doğru uygulama tekniği, saha durumu, bölgenin hava durumu ve kullanılacak tohumlar ile yeniden bitkilendirme çözümünün dikkate alınması zorunludur. Bir yeniden bitkilendirme projesi çevre için olumlu faydalar sağlar. Başarılı yeniden bitkilendirme girişimleri ekosistem dengesinin korunmasına ve toprak yapısının iyileştirilmesine yardımcı olur. Doğru şekilde uygulandığı takdirde, yeniden bitkilendirme zaman ve para tasarrufu da sağlar.

Yeniden Bitkilendirmenin Faydaları

Bir alanı yeniden bitkilendirmenin bazıları diğerlerinden daha belirgin olan birçok faydası vardır. Bu faydalar aşağıda açıklanmıştır.

Artan Toprak Verimliliği

Toprak verimliliğinin bitkilerin büyümesi ve ürün verimi üzerinde olumlu etkileri vardır fakat birçok faaliyet (bitkisel üretim, sızıntı ve toprak erozyon gibi) toprağın verimliliğini azaltabilir.  Toprak erozyonu toprağın besin maddelerini tüketir, dolayısıyla tarım arazileri verimsizleşir, hatta çoraklaşır. Yeniden bitkilendirme topraktaki gerekli besin maddelerini geri kazandırabilir, biyotik ve abiyotik faktörler arasında pozitif bir ilişkiyi teşvik ederek toprak gelişimini önemli ölçüde hızlandırır. Yeniden bitkilendirme programları toprağın özelliklerini etkili bir şekilde değiştirir ve bitki büyümesi için daha da elverişli hale getirir. Birçok araştırma, yeniden bitkilendirmenin bozulmuş maden arazilerinin verimliliğini artırdığını da göstermiştir.

Azalan Toprak Erozyonu

Yeniden bitkilendirme, bir bitki örtüsü katmanı oluşturarak toprağı yağmur akışının neden olduğu etki ve akıştan yani erozyondan korur. Bitkinin kök sistemi, yatağın kaymasını önlemek için zemini bir arada tutar. Bu kökler aynı zamanda yamaçları sabit tutar, heyelanları engeller. Güçlü rüzgarlar estiğinde, ağaçların ve bitkilerin kökleri toprağı stabilize eder ve yerinde tutar. Bir yeniden bitkilendirme programının etkili olabilmesi için arazinin yeterince bitki ile doldurulması gerekir.

Azalmış Su Kaybı ve Bozulma

Yeniden bitkilendirme, topraktaki nemi yakalayan ve tutan bir bitki örtüsü oluşturarak su kaybını ve bozulmayı azaltmada hayati önem taşır. Yeniden bitkilendirme yakındaki su yollarına akan tortu ve kirletici madde miktarını azaltarak su kalitesini artırabilir. Yeniden sağlanan bitki örtüsü toprağın gölgelenmesine de yardımcı olarak yere ulaşan güneş ışığı miktarını azaltır. Gölge, buharlaşma oranını azaltmaya yardımcı olarak toprağı uzun süre nemli tutar. Yeniden bitkilendirme, toprağın su tutma kapasitesini artırarak sulama sistemlerinin verimliliğini artırmaya yardımcı olur ve sağlıklı bitki örtüsünü korumak için gereken suyu azaltır. Ayrıca yeniden bitkilendirme, toprağın sıkışmasına ve erozyona yol açabilecek toprak dehidrasyonunu önlemeye yardımcı olur. Toprak susuz kaldığında rüzgar veya su ile erozyona daha yatkın olur.  Sonunda erozyon üst toprağın kaybına yol açar, bu da toprağın verimliliğini azaltır ve bitki örtüsünün büyümesini zorlaştırır.

Gelişmiş Biyoçeşitlilik

Biyolojik çeşitliliğin kaybı, birçok türün neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu yerlerde önemli bir sorundur. Yeniden bitkilendirme, habitatları restore ederek ve yaban hayatı için besin kaynakları sağlayarak biyolojik çeşitliliğin desteklenmesine yardımcı olur. Sağlıklı bitki örtüsü ayrıca çeşitli türler için uygun barınak, yuvalama alanları ve sığınak sağlar.  Ek olarak, faydalı böcekler ve tozlayıcılar için bir ev sahibi görevi görebilir. Yerli tozlaştırıcılar genellikle yerli florayı (bitki örtüsünü) tercih eder.  Bazı bitkiler yerli arı türlerini çeker ve arı topluluklarına yiyecek arama kalıpları ve bölgede bir popülasyon oluşturma konusunda yardımcı olur. Bitki tozlaşmasındaki artış, bitkilerin doğal gençleşmesini, yenilenmesini geliştirecek ve sağlıklı, büyüyen bir ekosistemin oluşturmaya yardımcı olacaktır. Daha büyük ölçekte, yeniden bitkilendirme mevcut ekosistemlerin korunmasına ve iyileştirilmesine yardımcı olabilir.

İyileştirilmiş Kuş ve Yaban Hayatı Popülasyonu

Birçok bilimsel çalışma, bozulmuş arazilerin yeniden bitkilendirilmesi ile kuş ve yaban hayatı popülasyonlarının iyileştirilmesi arasındaki ilişkiyi tespit etmiştir. Bazı çalışmalar sonucunda sahanın yeniden bitkilendirilmesinin, çoğunlukla genel veya nesli tehlike altında olan türler olmak üzere çeşitli kuş türleri için yaşam alanı sağlama yeteneği tespit edilmiştir. Yeniden bitkilendirme ayrıca açık tarım arazilerine kıyasla ormana bağımlı ve azalan türleri daha fazla desteklemiştir. Dört bölgede 12 yeniden bitkilendirme sahasında yapılan bir çalışmada çeşitli türler ve kuşlar bulunmuştur. Ayrıca, küçük ölçekli yeniden bitkilendirme projelerinin bile çeşitli kuş türleri için bir yaşam alanı sağlayabileceği gösterilmiştir. Tüm bu bulgular, farklı koşullarda yeniden bitkilendirmenin alandaki yaban hayatı ve kuş türlerinin popülasyonunu iyileştirdiğini kanıtlamaktadır.

Karbon Tutulması

Karbondioksit seviyeleri her yıl tahmini olarak 36,6 milyar ton CO2 artmaktadır. Yeniden bitkilendirme, atmosferdeki CO2’yi azaltarak ve ekosistemde karbon tutulmasını teşvik ederek iklim değişikliğini hafifletebilir. Yeniden bitkilendirme, fotosentez yoluyla hektar başına karbon tutulmasını önemli ölçüde artırabilir ve bu da onu iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü bir araç haline getirir. Bitkilerin karbon tutma kabiliyetinin zaman içinde arttığı iyi bilinmektedir. Çalışmalar ayrıca, yeniden bitkilendirmenin, artan ölü örtü kaynağı ve kök çürümesi yoluyla topraktaki karbon tutulmasında olumlu bir rol oynadığını göstermektedir.

Daha Serin Bölgesel İklim

Yeniden bitkilendirme, sıcak bölgelerde serinletici bir etki yaratarak iklimi de önemli ölçüde etkiler. Bitkiler atmosferdeki karbondioksiti tutup azaltarak hava kalitesinin iyileştirilmesine yardımcı olur. Yerli bitki örtüsünün yeniden dikilmesi fotosentez yoluyla oksijen üretimini de artırır.

Meraların İyileştirilmesi
Tarımsal otlaklarda, yerli otların yeniden kullanılması, yaz aylarında artan kuraklık direnci ve değerli bir otlatma besin kaynağı sağlar. Uzun çalı ve ağaç türlerinin dikilmesi, hayvanlara gölge ve rüzgar koruması sağlarken otlatmayı da azaltmayacaktır.
Görsel İyileştirme
Mükemmel bir yeniden bitkilendirme projesi sadece arazinin teknik yönlerine değil, aynı zamanda sahanın estetiğine de odaklanmalıdır. En uygun türlerin seçilmesi görsel olarak çekici bir bitki örtüsü sağlayacaktır. Bahar kır çiçeklerinin çeşitli renkleri manzaraya güzellik katabilir. Yabani otlar ve çalılar sahanın görünümünü güzelleştirir. Uzun bitkiler araziyi istihkam duvarları ve taş kaplı yamaçlar gibi görünüm ve yapıları kapatarak sahanın görsel çekiciliğini artırır. Çiçekli otlar gibi dolgu türlerinin dikilmesi, çimlerdeki göze hoş görünmeyen çıplak noktaları gizleyebilir. Estetik hususlar aynı zamanda bir yeniden bitkilendirme alanının bitirilmesi için gereken süreye de katkıda bulunur. Yabani arazileri veya maden sahalarını rehabilite etmek yıllar alabilir. Bu arada, güzelleştirme gerektiren kamusal alanlar daha hızlı bir yeniden bitkilendirme planı gerektirecektir.
Mülkün Gayrimenkul Değerinin Artması
Yeniden bitkilendirme çalışması, arazinin estetiğini iyileştirerek bir alanın parasal değerini önemli ölçüde artırma potansiyeline sahiptir. Yabani otlarla istila edilmiş, bitki örtüsü az olan veya hiç olmayan bir mülk, çekici doğal bitki örtüsünün bulunduğu, görünümün iyileştiği bir mülkten daha düşük fiyata satılacaktır.
Araziyle Bağlantı
Yerli bitkilendirme çalışmalarının belki de en önemli faydası, bir alanla bağlantı duygusu kurmaktır. Manzaraların doğal güzelliğini ve yerel biyoçeşitliliği geliştirmek, sürdürmek için üzerine düşeni yaptığı hissi kişiler için büyük bir ödüldür.

Yeniden Bitkilendirme Nasıl Yapılır?

Başarılı bir yeniden bitkilendirme programına başlamadan önce, projenin uygulanabilir olmasını sağlamak için özel adımların atılması çok önemlidir. Toprak tipi, hangi bitki türlerinin alan için en uygun olduğu ve genel yeniden bitkilendirme hedeflerinin neler olduğu gibi sahanın özel koşullarını göz önünde bulundurmak önemlidir. Her sahanın kendine özgü koşulları vardır, bu nedenle özel bir yaklaşım her zaman en iyi stratejidir. Örneğin, sahanın toprak kalitesi düşükse, toprak verimliliğini artırmak için azot bağlayıcı bitkiler kullanmak veya kompost eklemek gerekebilir. Ayrıca, amaç erozyon kontrolü ise, derin kök sistemlerine sahip bitkilerin seçilmesi toprağın stabilize edilmesine yardımcı olabilir. Teknikler ve uygulamalar toprak koşullarına, tür seçimine ve yeniden bitkilendirme hedeflerine bağlı olarak farklılık gösterecektir.
Aşağıda, başarılı bir bitkilendirme projesi için izlenecek kritik adımlar yer almaktadır:
Sahanın Değerlendirmesi
Herhangi bir ağaçlandırma projesine başlamadan önce sahanın genel durumunun kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi, doğru bir şekilde anlaşılması önemlidir. Toprak tipi ve kalitesi, sahanın büyüklüğü, jeomorfolojisi varsa su kalitesi, drenaj düzenleri, güneş ışığına maruz kalma ve mevcut bitki örtüsü, yabancı ot örtüsünün yüzdesi, saha içindeki yerli fauna, nadir veya tehdit altındaki flora ve fauna türlerinin varlığı, omurgalılar ve omurgasız zararlı türleri gibi faktörler dikkatle değerlendirilmelidir. Örneğin, herhangi bir yol kenarına dikim işlemine girişmeden önce, bunun güvenli ve uygun bir şekilde yapıldığından emin olmak için bazı hususları (yangın tehlikesi, görüş hatları, geçitler, yer altı hizmetlerinin konumu ve yüksek gerilim enerji hatları gibi) dikkate alınmalıdır. Ağaçlar elektrik hatlarının altına veya evlerin çok yakınına dikilmemelidir. Minimum 8 metre açıklık önerilir. Elektrik hatlarının altında alçak çalılar veya yer örtücüler kullanılmalıdır. Dikimden önce yer altı hizmetleri kontrol edilmeli ve septik, sızıntı suyu kanalizasyonlarından ve su borularından uzak tutulmalıdır. Kapsamlı bir değerlendirme, yeniden bitkilendirme planının hedeflerini ve proje için gereken iş miktarını belirleme fırsatı sunar, hangi bitki türlerinin alan için en uygun olduğunun belirlenmesine yardımcı olur.
Toprağın Değerlendirilmesi
Toprak testi, herhangi bir ortamda bitkisel büyümeyi optimize etmenin en iyi yolunu belirlemek için hayati bilgileri toplayan bir süreçtir. Toprak testi sonuçları, toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerini analiz ederek bitki büyümesi için fırsatları ve potansiyel sınırlamaları belirlemeye yardımcı olur. Toprak testinden elde edilen sonuçlar, besin kullanılabilirliği, toprak pH’ı, toprak dokusu ve besin içeriği gibi bitki büyümesini etkileyen kritik faktörler hakkında değerli bilgiler sağlar. Bu bilgiler, optimum bitki büyümesi için gereken toprak yönetimi, gübreleme ve diğer girdilerle ilgili kararlara rehberlik etmede çok önemlidir. Toprak sağlığını iyileştirmek ve bitki gelişimi için uygun bir ortam sağlamak amacıyla kireç veya organik madde gibi ıslah edici maddeler eklenebilir. Toprak kalitesini ele almanın yanı sıra, saha hazırlığı sırasında uygun drenaj da dikkate alınmalıdır. Yeterli drenajın sağlanması, kök çürümesine yol açabilecek ve bitki büyümesini engelleyebilecek su basmasını önleyecektir.
Yabancı Ot Kontrolü
Temizlenen alanların istilacı bitki örtüsünü barındıracağı neredeyse kesindir. Yıllardır toprakta uykuda kalmış tohumlar artık serbestçe çimlenme ve filizlenme şansına kavuşur. Yerli bitki örtüsünün olmaması nedeniyle sadece birkaç yıl sonra yoğun bir yabani ot istilası meydana gelir. Bir alan ister yabani otlarla dolu olsun, isterse seyrek olarak kaplanmış olsun, yeniden bitkilendirmenin planlandığı her yerde, kapsamlı bir yabani ot yönetim planı ilk adımdır. Yabani ot kontrolünün zamanlaması önemlidir. Yaz yabani otları (özellikle yağmurlardan sonra) ve kış yabani otları için hazırlıklı olmak gerekir, bazı otlar ekimden 12 ay önce ilaçlama gerektirebilir. Sahadaki yabani otları, habitatlarını ve yaşam döngülerini (ne zaman büyüdüklerini, çiçeklendiklerini ve tohum verdiklerini) anlamak önemlidir. Kışın kısa ve soğuk günlerinde çimlenen bitkiler çimlenme için gerekli çevresel tetikleyicileri aldıklarından emin olmak için ilkbaharda değil kış başında ekilmelidir.
Yeniden bitkilendirme projesi boyunca yabani ot kontrolü üç aşamada ele alınabilir:
1-Bitki örtüsü öncesi: Bir sahaya yeni ekilmiş olan bitki türleriyle rekabet edecek olan yabani otlar veya önceden mevcut olan başka bitkiler temizlenmelidir. Bu işlem elle ya da biçme veya toprak işleme gibi mekanik yöntemlerle yapılabilir. İstenmeyen bitkiler temizlenerek, istenen türlerin gelişmesi için alan yaratılır. Ekimden önce yabani otlardan arındırılmış bir alan, saha hazırlığına yardımcı olur ve yeni fideler için daha fazla toprak nemi depolanmasına izin verir.
2) Bitki örtüsü döneminde: Yeniden bitkilendirilecek alan için istilacı veya sorunlu yabani otlara dönüşmesi muhtemel olmayan tohumlar seçilmelidir. Genetik bütünlüğü korumak ve istilacı tür riskini en aza indirmek için yerel kökenli tohumlar kullanılmalıdır. Bölge için doğru tohum türleri adaptasyonu sağlar, biyolojik çeşitliliğin korunmasını destekler, ekosistemleri onarır ve yabani ot istilasını azaltır. Ekim sırasında mevcut olan yabancı otlar nemi kullanacağından ve fideleri boğabileceğinden kontrol altına alınmalıdır.
3) Bitki örtüsünden sonra: Gelişimlerinin önemli aşamalarında yeni fidelerle rekabet etmelerini önlemek için geç çimlenen yabani otların kontrolü gereklidir.
Zamanlaması doğru yapılan kapsamlı ve uyumlu yabancı ot kontrolü, fidelerin hayatta kalma oranını %100, büyüme oranını ise %70 oranında artırabilir.

İdeal Bitki Türlerinin Seçimi
Başarılı bir bitkilendirme için doğru bitki türlerinin seçilmesi önemlidir. Tür seçimi, alanın hedeflerine ve dikkate alınması gereken kısıtlamalara bağlıdır. Kısıtlamalar arasında enerji hatları ve barajlar gibi altyapıya yakınlık, hayvancılık varlığı ve fiziksel engeller yer alabilir. Doğru tohum ve bitki türleri, yerel ekosistemleri korumak için yerli bitkileri yeniden tanıtarak biyolojik çeşitliliğin korunmasını destekler. Yerel iklim ve toprak koşullarına uyum sağlayan yerli bitkiler göz önünde bulundurulmalıdır. Yerli bitki örtüsü fauna için habitat ve besin sağlayarak ekolojik dengeyi korur, ayrıca yerli türler genellikle daha iyi hayatta kalma oranlarına sahiptir ve bir yerleştikten sonra daha az bakım gerektirir. Yerli türler yakındaki kalan çalılık alanlar ziyaret edilerek ve bitki örtüsünü oluşturan türler belirlenerek tespit edilebilir. Profesyonel ağaçlandırma şirketleri tür listeleri ve gerekli miktarlar konusunda en iyi tavsiyelerde bulunabilir. Amaç, kalan bitki örtüsünü genişletmek veya çoğaltmak olduğunda, iyi bir bitki seçim listesi ideal olarak bir alanda bulunan tüm bitki örtüsü katmanlarını temsil eden türleri içermelidir. Tüm alanlar tüm katman seviyelerine sahip olmayacaktır. Örneğin, bir otlak alanın yeniden bitkilendirilmesi sırasında yalnızca orta tabaka ve yer örtücü türler seçilebilir. Bitki seçimi, alan için kaç türün seçildiğine göre kolayca bir çıkmaza dönüşebilir. Başlangıçtaki yeniden bitkilendirmenin her tabakadan iki tür olmak üzere 10 veya daha az türde tutulması, doğru dikim tekniklerine ve izlemeye odaklanılması önerilir. Daha sonraki dikimlerde daha geniş bir tür yelpazesi kullanılabilir. Mümkün olduğunda, fidanlıklardan alınan sağlıklı, hastalık taşımayan fidanlar dikilmelidir. Çok miktarda bitki ekilecekse fidanları ekimden en az altı ay önce yerel bir fidanlıktan ön sipariş etmek, fidanlığa gerekli tohumu toplamaları ve bitkileri belirli bir zaman dilimine kadar yetiştirmeleri için zaman verecektir.

Saha Hazırlığı
Yabancı ot kontrolü ve bitki seçimi sağlandıktan sonra, bir alanı yeniden bitkilendirmenin bir sonraki adımı, sahayı herhangi bir ekim çalışması için hazırlamaktır. Hazırlık çalışmaları aşağıdakileri içerebilir:
Toprağın işlenmesi: Bu öncelikle organik maddeyi gevşetmek ve toprağa işlemek için yapılır ve bir tırmıkla manuel olarak veya belirlenen makine ataşmanları ile mekanik olarak gerçekleştirilebilir. Her zaman gerekli ya da mümkün olmasa da toprağın işlenmesi, bozulmuş toprağı ekim ya da tohumlama için hazırlamanın harika bir yoludur.
Moloz ve atıkların uzaklaştırılması: Temizlenen arazide genellikle atılmış çitler, inşaat malzemeleri ve atık malzemeler bulunur. İstenmeyen herhangi bir malzemenin kaldırılması, sahaya erişime yardımcı olacak, bitki örtüsündeki kesintileri azaltacak ve alanın estetik değerini artıracaktır.
Noktasal ilaçlama: Alanda kalın çimenli bir yer örtüsü mevcutsa, yapılan herhangi bir çalışmayla rekabet ederek ve onu boğarak herhangi bir yeniden bitkilendirme çalışmasının başarılı olmasını engelleyebilir. Ekimden iki ila üç hafta önce bir alana spesifik olmayan bir herbisit püskürtmek, herhangi bir yeniden bitkilendirme çalışmasının hayatta kalma oranını artıracaktır.
Erozyona karşı korumanın kurulması: Sahadaki olası erozyon sorunları göz önünde bulundurulur. Yeni ekilen alanlar, henüz tam olarak gelişmemiş bitki kök sistemlerinden kaynaklanan zemin örtüsünün olmaması nedeniyle genellikle erozyona karşı savunmasızdır. Nehir kıyıları veya taşkın yatakları boyunca ekim yaparken kaya duvarları veya jüt hasır gibi erozyona karşı korumanın kurulması gerekli olabilir. Kontur sürme (arazinin etrafını sürme) veya silt çitleri (bir alandan akan sudaki tortuyu yakalamak, yokuş aşağı akış hızını azaltmak için kullanılan dikey bariyerler, tortu çitleri) kurma gibi erozyon kontrol önlemlerinin uygulanması, yoğun yağış olayları sırasında toprak erozyonunu en aza indirmeye yardımcı olacaktır.

Ekim Aşaması ve Yeniden Bitkilendirme Teknikleri

Dikim yaparken, büyümeye yer açmak, su ve besin gibi kaynaklar için rekabeti azaltmak için bitkiler arasında uygun boşluk bırakılmalıdır. Her türün gereksinimlerine göre önerilen dikim tekniklerini izlenmelidir.
Üç ana yeniden bitkilendirme tekniği vardır. Bu teknikler şunlardır:
1-Tüp fidan dikimi (yeniden ekim)
2-Doğrudan ekim
3-Doğal gençleştirme
Bir yeniden bitkilendirme yöntemi seçmeden önce saha hakkında dikkatlice düşünülmelidir. Her teknik bazı durumlara diğerlerine göre daha uygundur, ancak saha gereksinimlerine bağlı olarak ayrı ayrı veya birlikte, kombinasyon halinde kullanılabilirler.
1-Yeniden Ekim
Bu, yerli tüplü fidelerin doğrudan dikilmesini veya yerli bitkilerin bir bölgeden diğerine nakledilmesini içerir. Tüplü fideler, ekimden önce iyi kök gelişimini teşvik etmek için dar fidanlık saksılarında yetiştirilen bitkilerdir. Tüplü fidan tesisleri genellikle gelişmiş (eski) fidanlardan daha küçük ve daha ucuzdur, bu nedenle daha büyük yeniden bitkilendirme projeleri için çok uygundur. Yerli tüplü fidanlar, yerel fidanlıklardan temin edilebilir. Ağaçların çalılara ve yer örtücü bitkilere oranı ve yoğunlukları, oluşturulan bitki örtüsünün türüne ve/veya alanın özel gereksinimlerine veya sınırlamalarına bağlı olacaktır. Genel bir kural olarak, çalılık ortamların restore edilmesi için üst tabakanın %20 oranında ağaçlardan ve alt bitki örtüsünün(orman altının) %80 çalılar ve yer örtülerinden oluşması önerilmektedir. Bununla birlikte, bunun orman yangını güvenliği gereksinimleri gibi diğer faktörlere bağlı olarak değiştirilmesi gerekebilir. Fideler ilk yağmurlar sırasında veya hemen sonrasında fakat toprak ıslakken değil nemliyken dikilmelidir. Sulak alanlar ve suyla dolu alanlar için, ekim en iyi şekilde topraklar artık su altında kalmadığında yapılabilir. Sazlar gibi bazı sulak alan türleri suyla dolu toprakları tolere edebilir. Yeniden dikim tamamlandığında, fidelerin hayatta kalmasına yönelik en büyük tehditler su eksikliği (kuraklık), çok fazla su (su basması), ot istilası, otlatma/ezilme, yeterli besin (gübre) eksikliği, kök boğazı çürüklüğüdür.
Yerli türlerin bölgeye yeniden kazandırılması için ideal olan yeniden dikim tekniği basit olmasına rağmen, bitkilerin toprağa girerken saksıya bağlı kalmamasına ve toprağa sağlam bir şekilde yerleştirilmesine dikkat edilmelidir. Kayalık, kompakt toprakta delik açmak için burgular gerekebilir ve bitkileri otlayan ve yiyen hayvanlardan korumak için ağaç koruyucuları şiddetle tavsiye edilir. Toprağa ne kadar çok bitki girerse, başarılı bir yeniden bitkilendirme programının şansı o kadar yüksek olur. Toprak koşullarının kötü olduğu bölgelerde, birkaç avuç dolusu gübrelenmiş toprak eklemek, bitkiye genellikle en zor olan ilk yıl hayatta kalması için gereken ekstra besinleri sağlar. Kuru koşullarda ekim yapılıyorsa, bitkilerin iyice sulanması tavsiye edilir.
2-Doğrudan Ekim
Basitçe söylemek gerekirse, doğrudan ekim toprağın verimliliğini artırmanın açık ara en iyi yoludur. Toprağın işlendiği çorak alanlar için, yeniden bitkilendirme sürecini başlatmak için doğrudan ekim önerilir. Yerli çim tohumlarının ve yer örtücülerinin doğrudan tohumlanması, bölgede ortaya çıkan yabani otlarla rekabet edecek sağlıklı bir alt bitki örtüsü katmanına dönüşür. Doğrudan ekim ya da tohumlamada, tohumların ekimi doğrudan bir rehabilitasyon alanına elle (elle ekim olarak adlandırılır) veya ekim makinelerinin (mekanik doğrudan ekim) yardımıyla yapılabilir. Günde 50 hektarlık bir alanı kapsayabildiği için ikinci seçeneğin tercih edilmesi önerilir, bu da verimliliği artırıp sermayeyi azaltır. Tohumlar ticari sağlayıcılardan satın alınabilir veya elle toplanabilir. Yeniden bitkilendirme sahasına yakın yerel tohumlar elde etmek için her türlü çaba gösterilmelidir. Doğrudan tohumlama, tüp ekim ve doğal gençleştirmeye kıyasla daha düşük bir kuruluş maliyetine sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda daha sağlıklı ve zararlılara karşı daha dirençli bitkilerin ortaya çıkmasını sağlar. Fideler için barınak sağlayan ve yabani ot istilası potansiyelini azaltan daha yüksek bir bitki yoğunluğuna olanak tanır. Tohum çimlenmesinin düzensiz doğası nedeniyle doğrudan tohumlamanın uygulandığı yerlerde yabani ot yönetimi zor olabilir. Başarılı yeniden bitki örtüsünü sağlamak için önerilen ekim oranları hektar başına 400 ila 1000 gram tohum arasında değişmektedir. Türler arasında çimlenme oranında farklılıklar olabilir.
3-Doğal Gençleştirme
Doğal gençleştirme, topraktaki mevcut yerli bitkilerden ve tohumlarından yerli bitki örtüsünün doğal olarak yeniden büyümesine olanak tanır. Doğal gençleştirme, yeniden büyümeden önce bir sahada yetişen bitkileri iyi bir şekilde temsil ediyorsa, yeniden dikime tercih edilebilir. Gençleştirme sadece üst toprağın sağlam olduğu ve toprakta yeterince canlı yerli tohumun bulunduğu bazı bölgelerde uygun olabilir. Yabani ot istilası gibi uzun süreli bozulmalara maruz kalmış alanlar için uygun olmayabilir. Bu tekniğe güvenirken, yerli türlerin zenginliğini ve çeşitliliğini değerlendirmek için araştırmalar yapılmalıdır. Bunlardan herhangi biri eksikse, gençleştirme doğrudan tohumlama veya yeniden dikim ile desteklenmelidir.

Ekim Ne Zaman Yapılmalı?
Başarılı bir yeniden bitkilendirme projesinin anahtarı zamanlamaya dayanır ve proje için mükemmel zaman çizelgesini belirlemek dikkatli bir değerlendirme gerektirir. Zamanlamanın iyi ayarlanması projenin ömrünü güvence altına almanın harika bir yoludur. Yeniden bitkilendirme için en uygun iklim koşulları bölgelere göre değişiklik gösterecektir. Bu koşullar, bir proje için en uygun bitki türleri ve ekimin ne zaman yapılması gerektiği konusunda bilgi verir. Yeni dikilen fidelerin rüzgar veya doğrudan güneş gibi sert iklim koşullarından korunması gerekebilir. Bu koşulları öngörmek ve bunlara göre zamanlama yapmak başarılı bir rehabilitasyon için ilk adımdır.
Yeniden bitkilendirme çalışmaları için en uygun zaman Mayıs’tan Ağustos’a kadardır, ancak bu bulunulan yere ve ne kadar yağış aldığına bağlıdır. Serin mevsim türlerinin ilkbaharda erken dikilmesi gerekir, böylece yaz sıcak ve kuru hava gelmeden önce fidelerin gelişmesi için yeterli zaman olur. Ayrıca don ve kış stresine dayanabilecek kadar güçlü olmaları için sonbaharda yeterince erken ekilmelidirler. Dikim ve doğrudan tohumlama kış boyunca devam edebilir. Genel olarak bu dönemin ilk şiddetli yağmuru, yeniden bitki örtüsünün başlayabileceğinin iyi bir doğal göstergesidir. Yağışın az olduğu bir bölgede yaşanıyorsa, yeniden bitkilendirme çalışmalarının iyi bir açılış yağmurundan sonra mümkün olduğunca erken yapılması tavsiye edilir. Daha fazla yağış alan bölgelerde yaşanıyorsa, yeniden bitkilendirme çalışmaları daha sonra yapılabilir çünkü genellikle iyi bir yüzey altı nemi vardır. Sezonun sonlarında ekim yapmak, bitkilerin doğal olarak yeterli su almaması anlamına gelebilir ve onları canlı tutmak için sulamak zorunda kalınabilir.
Toprak tipi ve nem tutma özelliği de seçilen yeniden bitkilendirme tekniğinin başarısı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Toprak tipi ayrıca ekim zamanını etkiler. Örneğin, daha az su tutma kapasitesine sahip topraklar, fidelerin takip eden yağışlara daha bağımlı olduğu anlamına gelir, bu nedenle ekimin buna göre zamanlanması gerekir. Daha iyi nem tutma kapasitesine sahip topraklarda, fideler dikimden sonra çok az yağışa ihtiyaç duyar (toprak nemi koşulları dikim sırasında optimumda veya optimuma yakınsa), bu da yine dikim zamanını etkiler.

Sulama Programının Ayarlanması
Kuruluş sırasında yeterli sulama, özellikle kurak iklimlerde veya kuraklık dönemlerinde genç bitkilerin hayatta kalması için çok önemlidir. Doğru sulama teknikleri, yeni ekilen bitki örtüsünün hayatta kalma ve büyüme oranlarını büyük ölçüde artırabilir. Sulamada zamanlama önemlidir. Kök oluşumunu teşvik etmek için bitkiler dikildikten kısa bir süre sonra sulanmalıdır. İlk sulama, toprağın eşit şekilde nemlendirilmesini sağlayacak şekilde kapsamlı olmalıdır. Genellikle yağış ve sıcaklık gibi çevresel koşullara bağlı olarak haftada bir veya iki kez bitkilerin sulanması gerekebilir. Kök çürümesine ve diğer sorunlara yol açabileceğinden aşırı sulama yapılmamalıdır. Bitkiler için su şebeke suyundan olmalıdır. Derelerden veya barajlardan geliyorsa, kök yanığı etkeninin sporlarını öldürmek için sterilize edilmelidir.
Bitkiler büyüdükçe su gereksinimleri değişebilir. Toprak nem seviyeleri düzenli olarak izlenmeli ve aşırı sulama olmadan optimum hidrasyonu sağlamak için sulama buna göre ayarlanmalıdır. Toprak nem seviyelerinin izlenmesi için bir nem ölçer kullanmak veya toprağı elle kontrol etmek, tekrar sulama zamanının geldiğini belirlemeye yardımcı olabilir. Buna ek olarak, daha büyük yeniden bitkilendirme projeleri için damla sulama sistemleri kullanılabilir. Bu sistemler suyu doğrudan bitki köklerine ileterek israfı en aza indirir ve verimliliği en üst düzeye çıkarır.

Gübreleme
Toprak koşullarına ve bitki türlerine bağlı olarak, sağlıklı büyümeyi desteklemek için ilk büyüme sezonunda ek gübreleme gerekebilir. Besin eksikliklerini belirlemek için periyodik olarak toprak testleri yapılmalı ve sonuçlara göre uygun gübreler kullanılmalıdır. Gübreleme, ekilen bitki örtüsünün güçlü ve sağlıklı bir büyüme için gerekli besin maddelerine sahip olmasını sağlamaya yardımcı olduğundan yeniden bitkilendirmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Yeniden bitkilendirme sırasında gelişime yardımcı olmak, hastalık ve zararlı riskini azaltmak için iz elementler de kullanılır. Toprak probiyotikleri, zaman içinde toprak verimliliğini artırmaya yardımcı oldukları için yeniden bitkilendirme projeleri sırasında bir başka hayati unsurdur. Bu unsurlar doğal ekosistemlerin yenilenmesine ve biyoçeşitliliğin korunmasına yardımcı olur. Başarılı bitkilendirme projesi sonuçları için tohumlamadan 4 ila 8 hafta sonra eşit uygulama için özel dronlar kullanılarak gübre, iz elementler ve toprak probiyotiklerinin uygulanması gerekir. Bu takviyeler toprak sağlığını iyileştirebilir ve bitki büyümesini artırarak daha müreffeh ve sürdürülebilir bir yeniden bitkilendirme projesine yol açabilir. Bununla birlikte, olumsuz çevresel etkilerden kaçınmak için kullanılan takviye türlerini ve miktarlarını dikkatlice değerlendirmek önemlidir.

İlk Yetiştirme Sezonunda İzleme ve Bakım
Yeniden bitkilendirilen sahaların düzenli olarak izlenmesi önemidir. Ekimden sonraki ilk büyüme sezonu boyunca bitki sağlığı özenle izlenerek ve gerektiğinde uygun bakım teknikleri uygulanarak, yeniden bitkilendirme projelerinin başarılı olma şansı artar. Modern yeniden bitkilendirme projeleri modern izleme çözümleri gerektirir. Ekimden sonraki aşamada sahayı ve projeyi izlemek için son teknoloji multispektral ve NFBÖİ (Normalleştirilmiş Fark Bitki Örtüsü İndeksi veya NDVI) görüntüleme teknolojisiyle, multispektral kameralarla donatılmış özel izleme dronları kullanılabilir. Multispektral görüntüleme teknolojisi, elektromanyetik spektrumun farklı dalga boylarından veri yakalayarak projenin çeşitli yönleri hakkında zengin bilgi sağlar. Bu teknoloji, drone’un bitki örtüsünün sağlığındaki ince değişiklikleri tespit etmesini, stres veya hasar alanlarını belirlemesini ve zaman içinde bitki büyümesinin ilerlemesini değerlendirmesini sağlar.
Sahanın gözden geçirilmesi projenin sürdürülebilirliğine, herhangi bir sorunun veya iyileştirme fırsatının erken tespiti, hızlı bir müdahaleye olanak tanır. Örneğin, tespit edildiklerinde istilacı zararlıları ortadan kaldırmak için derhal harekete geçilmelidir. İzleme görüntülerinde düşük performanslı alanlar ortaya çıkarsa, dronların gübre uygulaması ayarlanarak sağlıklı büyüme teşvik edilebilir. Gerekiyorsa düzenli sulama yapılır veya sulama sistemi kurulur, otlatma baskısı izlenir, çit veya sıçan koruyucularının montajları yapılır. İhtiyaca göre tespit edilen yerlerde kırılan veya yerinden çıkan ağaç korumaları değiştirilir. Bitkiler yeterli büyüklüğe ulaştığında (en az 6 ay) ağaç koruyucuları kaldırılır. Gerekirse bitkiler yeniden dikilir, bitkilendirme alanı genişletilir.

Yeniden Bitkilendirme Projeleri

Ekosistemler, insanlara yaptıkları katkılar açısından paha biçilmez hizmetler sunar. Birçok farklı ülke yıllarca yeniden bitkilendirmeye yönelik çeşitli ve başarılı projeler uygulamıştır. Bu girişimler sadece arazi rehabilitasyonuna katkıda bulunmakla kalmaz, aynı zamanda yerel ekosistemler ve komüniteler üzerinde de olumlu etkiler yaratır. Örneğin, 1970’lerdeki reform ve dışa açılmadan bu yana, Çin’in ekonomik gelişimi büyük ilerleme kaydetmiştir, ancak ekosistemlerdeki bozulmalar, yüksek yoğunluklu ve büyük ölçüde ormansızlaşma ve erozyondan kaynaklanan bir dizi ciddi sorun ortaya çıkmıştır. Eko-çevresel bozulma sorunlarının ciddiyetini fark eden Çin, ekolojik güvenlik konularına daha fazla dikkat etmeye başlamış ve 2000 yılından bu yana bozulmuş eko-çevrelerini kurtarmak amacıyla ekolojik koruma ve restorasyon projelerine (yani yeniden bitkilendirme projelerine) büyük yatırımlar yapmayı planlamıştır. Yeniden bitkilendirme, özellikle Kuzey Çin’in tarımsal-pastoral ekotonunda ekolojik koruma ve restorasyon projeleri için kullanılan geleneksel bir yaklaşımdır. Projeler son 20 yılda kuzey Çin’in ekosistem hizmet değerlerini (insanların yaşamlarını ve refahlarını desteklemek ve sürdürmek için ekosistemlerin sağladığı doğrudan ve dolaylı faydaları) önemli ölçüde iyileştirmiştir.
Restorasyon ya da yeniden bitkilendirme projeleri farklı alanlara, örneğin sulak alanlara, nehir kıyılarına, bozulmuş, toprak verimliliği azalmış arazilere, yol kenarlarına uygulanabilir. Sulak alan restorasyon çalışmaları önemlidir çünkü sulak alanlar, suyun filtrelenmesi, taşkın kontrolü, çeşitli bitki ve hayvan türleri için habitatlar dahil olmak üzere çok sayıda ekolojik fayda sağlayan hayati yaşam alanlarıdır. Sulak alan restorasyonuna odaklanan projeler, değerli yaban hayatı koridorları oluştururken, bozulmuş veya kaybolmuş sulak alanları restore etmeyi amaçlar. Nehir kıyısı ağaçlandırmaları da önemlidir. Nehir kıyısı bölgeleri, nehirler ve akarsular boyunca uzanan, su kalitesinin korunmasında ve erozyonun önlenmesinde önemli rol oynayan alanlardır. Bu bölgeler boyunca doğal bitki örtüsünün stratejik olarak ekilmesi yoluyla, nehir kıyısı bitkilendirme projeleri akarsu kıyılarının stabilize edilmesine, yüzey akışındaki kirleticilerin filtrelenmesine ve suda yaşayan canlılar için gölge oluşturulmasına yardımcı olur.
Yeniden bitkilendirme, ekosistemlerin restore edilmesi ve çevresel sürdürülebilirliğin desteklenmesi için etkili bir yaklaşımdır. Doğru teknikler izlenerek ve toprak koşulları, iklim uygunluğu ve bitki seçimi gibi sahaya özgü faktörler göz önünde bulundurularak başarılı bir yeniden bitkilendirme gerçekleştirilebilir. Dünyanın dört bir yanındaki bitkilendirme projeleri, ya da diğer ilham verici girişimler dünya için daha yeşil bir gelecek inşa etmeye katkıda bulunur.

Özet
Yeniden bitkilendirmenin çevresel iyileştirme gerekliliklerini karşılamak, erozyonu kontrol etmek, arazi bozulmasını azaltmak ve manzaraları geliştirip yeniden oluşturmak gibi çok sayıda faydası vardır. Yeniden bitkilendirme, bozulmuş araziyi restore etmek ve rehabilite etmek için doğal bitki örtüsünün stratejik olarak dikilmesini içeren karmaşık bir süreçtir. Saha değerlendirmesi ve hazırlığından başlayarak bir dizi adımı kapsar. Herhangi bir ekim yapılmadan önce, bölgede hangi türlerin gelişeceğini belirlemek için toprak koşullarını, iklimi ve mevcut ekosistemi değerlendirmek çok önemlidir. Saha değerlendirildikten sonra tohum toplama veya bitki tedarik etme zamanı gelir. Yerel yerli bitkilerden tohum toplamak genetik çeşitliliği sağlar ve restore edilen ekosistemin dayanıklılığını destekler. Alternatif olarak, daha hızlı kurulum için fidanlıkta yetiştirilen bitkiler temin edilebilir. Daha sonra asıl ekim aşaması gelir. Bu, tohumların doğrudan hazırlanmış toprağa ekildiği doğrudan ekimi veya daha geniş alanlar için hidro tohumlama veya havadan tohumlama gibi teknikleri kullanmayı içerebilir. Bir diğer yaygın yöntem ise fidanlıklarda yetiştirilen fidelerin sahada özenle seçilmiş yerlere nakledilmesidir. Dikimden sonra, yeni oluşturulan bitki örtüsünün optimal büyüme ve hayatta kalma oranlarının sağlanması için düzenli izleme önemlidir. Devam eden yönetim, istilacı türlerin kontrol edilmesini, gerekirse gübreleme yoluyla gerekli besin maddelerinin sağlanmasını ve kurak dönemlerde bitkilerin kendi kendine yeterli hale gelinceye kadar sulanmasını içerir. Zamanla, yeniden bitkilendirme çabaları ilerledikçe, bir zamanlar bozulmuş olan manzara, çeşitli flora ve faunayı destekleyen gelişen bir yaşam alanına dönüşmeye başlar. Yeniden bitkilendirmenin başarısı dikkatli bir planlamaya, yerel ekolojiye dayalı uygun tür seçimine ve zamana karşı dayanıklı bir ekosistem oluşturmak için sürekli bakıma bağlıdır.

Kaynakça:

https://www.erizon.com.au/what-you-need-to-know-to-achieve-successful-land-revegetation/
https://www.erizon.com.au/what-encompasses-a-successful-revegetation/
https://unique-environment-ltd.medium.com/integrating-revegetation-planting-into-land-rehabilitation-programs-5694d96ea657
https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/135147/mod_resource/content/0/11.%20Hafta.pdf
https://www.bingol.edu.tr/documents/%C3%87AYIR%20MERA%20ISLAHI.pdf
https://ofd.artvin.edu.tr/tr/download/article-file/25707

Yazar: Müşerref ÖZDAŞ

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku